top of page

Web Sitemize Hoş Geldiniz!

Melike Zeynep Öztürk ve Simge Dere'nin Emine Altınsoy danışmanlığında Zipf, Bilgi Okuryazarlığı ve Aşı üzerine yaptığı bir TÜBİTAK projesinin resmi web sitesidir.

Cerrahi Maske
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz
Writing on a Clipboard_edited.jpg

Korona Virüsüyle Hayatımıza Giren Kelimeler

Ana Sayfa: Liste

Bakteri

Bakteriler tek hücreli küçük canlılardır ve boyutları bir insan hücresinin yaklaşık 200’de biridir.  Dünyanın hemen hemen her yerinde bulunur ve gezegendeki ekosistemler için hayati öneme sahiptir. İnsan vücudu da bakterilerle doludur. Hatta bir insanın vücudunda kendi hücreleriyle hemen hemen aynı sayıda bakteri bulunduğu tahmin edilmektedir. Vücuttaki bakterilerin çoğu yararlıdır. Örneğin bağırsaklarda yaşayan probiyotik bakteriler, sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Bakterilerin nispeten az sayıda türü hastalığa neden olur. Bu tür bakterileri durdurmak için genellikle antibiyotik ilaçlar kullanılır.

Virüs

ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne (NIH) göre virüsler, canlı ve cansız yapılar arasında yer alan bulaşıcı varlıklardır. Bakteri hücresinden de çok daha küçük bir yapıda olan virüsler, bulaştığı canlının hücrelerine girer ve buradaki mekanizmaları ele geçirerek kendini çoğaltmak için kullanır. Bunlar için antibiyotik değil, antiviral ilaçlar verilir. Ancak bu ilaçlar da çoğu zaman sadece virüsün çoğalmasını engellemeye ve hastalık belirtilerini azaltmaya yöneliktir. Gerisi bağışıklık sisteminin gücüne kalmıştır.

Patojen

Hastalığa neden olabilen canlılara, virüslere ve diğer yapılara denir. "Hastalık yapıcılar" olarak da bilinen patojenler çoğunlukla çok hücreli organizmaların hücre bütünlüğünü bozan yapılar için kullanılsa da tek hücrelileri etkileyen patojenlerin varlığı da bilinmektedir. Yeni koronavirüs için de patojen kavramı kullanılmaktadır.

Koronavirüs

Koronavirüsler, ismini konak hücrelere girmek için kullandıkları çıkıntıların taca benzemesi nedeniyle Latince taç anlamına gelen “corona” sözcüğünden alır. İnsanlarda genellikle soğuk algınlığı gibi hafif ve orta dereceli üst solunum yolu hastalıklarına neden olmasıyla tanınan büyük bir virüs ailesidir. Domuz, deve, yarasa ve kedi gibi pek çok hayvanda varlığı bilinen yüzlerce koronavirüs türü vardır. Bazen bu virüsler insanlara sıçrayabilir ve hastalığa neden olur. İnsanları etkileyen 7 koronavirüs olduğu bilinmektedir. Bunların 4’ü sadece hafif ve orta derecede hastalığa neden olur. Ancak son 20 yılda ortaya çıkan 3 koronavirüs ölümcül hastalıklara neden olmuştur.

SARS Koronavirüsü

Tam ismi şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüsü olan ve Kasım 2002 ile Temmuz 2003 arasında yaşanan salgın hastalığa neden olan koronavirüs türüdür. Yarasada evrimleşmiştir. Hong Kong'da misk kedisi aracılığıyla insana sıçrayarak başladığı düşünülen SARS salgını; grip benzeri özellikleriyle hastalarda ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi gribe benzeyen belirtilere ve ayrıca ölümcül olabilen zatürreye neden olmuştur. Ortaya çıktığı dönemde 37 ülkeye yayılmış ve dünya çapında tespit edilen 8 bin 433 vakada 916 ölüme sebebiyet vermiştir.

MERS Koronavirüsü

Tam ismi “Ortadoğu solunum sendromu koronavirüsü” olan ve bulaştığı kişilerde solunum kaynaklı sorunlara yol açan bir diğer koronavirüstür. MERS hastalığına neden olan yarasa kökenli virüsün, deve aracılığıyla insana bulaştığı düşünülmektedir. Sağlık Bakanlığı’na göre MERS,  2012’de Ürdün’de tespit edilmiştir. Bugüne kadar 858 kişinin bu yüzden hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Boğaz ağrısı, kuru öksürük, nefes darlığı ve kas ağrısı gibi semptomlar gözlemlenmektedir.

SARS-COV-2

Açılımı, şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüsü 2’dir. İlk başta 2019-nCoV (2019 yeni koronavirüsü) ismi verilen virüs, SARS koronavirüsüne benzerliğininin ortaya çıkmasıyla bu ismi almıştır. SARS koronavirüsü gibi yarasa kökenli olduğu ve insana ya doğrudan yarasa ya da pangolin aracılığıyla bulaştığı düşünülmektedir. Varlığı Aralık 2019'da belirlenen, Çin’in Vuhan kentinde tespit edildikten sonra dünya çapında yayılan yeni tip koronavirüstür. Kovid-19 hastalığına neden olan virüs, bulaşmaya ve can almaya devam etmektedir.

Kovid-19

 SARS-CoV-2’nin neden olduğu hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 11 Şubat 2020’de hastalığa “Kovid 19” ismini koyduklarını ilan etmiştir. İsmin açılımı şöyledir: Ko (koronavirüsün ilk hecesi) - Vi (virüsün ilk hecesi) - D (İngilizce’de hastalık anlamına gelen disease’in ilk harfi) - 19 (virüsün tespit edildiği 2019 tarihi). Kısacası ismin açılımı, koronavirüs hastalığı 2019’dur

Enfeksiyon

Vücudun tümünün veya bir kısmının virüs, bakteri gibi bir patojen tarafından işgal edilmesidir. Söz konusu patojen, bulaştığı canlının hücreleri aracılığıyla kendini çoğaltır. Bunun sonucunda zararlı etkiler ortaya çıkabilir.

Hastalık

Enfeksiyonun oluştuğu bireylerde belirtilerin ortaya çıktığı durumdur. Bu bireylerde enfeksiyon klinik açıdan görünür hale gelmiştir. Yani işlev bozukluğuna yol açan anormal bir durum ortaya çıkmıştır. Örneğin Kovid-19; ateş, solunum zorluğu ve öksürük gibi yaygın belirtileriyle vücudun normal işlevini sürdürmesini engeller ve daha ileri vakalarda zatürreye ve ölüme neden olabilir.

Zoonotik Enfeksiyon

Hayvanlardan insanlara bulaşan enfeksiyonları tanımlamak için kullanılır. Hem bulaştıran hayvanı hem de insanları enfekte etme kabiliyetine sahiptir. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne göre toplum kaynaklı enfeksiyonların yüzde 60’ını zoonotik enfeksiyonlar oluşturmaktadır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, şarbon, kuduz gibi ölümcül hastalıklara neden olmaktadır. Ebola, SARS, MERS ve son olarak da Kovid-19, omurgalı hayvanlardan insanlara geçen zoonotik virüslerdir.

Konak

Doğal koşullar altında bulaşıcı bir hastalık yapıcının yerleştiği ve yaşamını sürdürme olanağı bulduğu canlılar için kullanılır. Bu hastalık yapıcılar konağına genellikle pek zarar vermez. Bu, organizmanın yaşamını sürdürmesini ve patojeni yaymasını sağlar. Konaklar mantarlar, bitkiler ya da hayvanlar olabilir. Örneğin Batı Nil Virüsü’nün konağı yabani kuşlarken, yeni koronavirüsün konağının da yarasalar olduğu belirtilmektedir.

Vektör

Bir patojeni  taşıyabilen ancak patojenin konak kadar çoğalamadığı canlılara verilen isimdir. Ara konak da denen vektörler, enfeksiyonu bir konaktan diğerine iletmeye yardımcı olur. Örneğin; SARS, MERS ve Kovid-19 virüslerinin doğal konağı yarasa olsa da sırasıyla misk kedisi, deve ve pangolinden insana sıçradıkları düşünülmektedir. Örneğin sivrisinek, insanları Batı Nil Virüsü’yle enfekte eden bir vektördür. Sivrisinek ısırdığı kuştan virüsü alır ve daha sonra bir insanla beslenirse virüs aktarılabilir ve Batı Nil hastalığı ortaya çıkabilir. Benzer şekilde sıtma vektörleri de Anofel diye bilinen sivrisineklerdir.

Sivri Uçlu Protein

 Koronavirüsün yüzeyinde bulunan ve virüsün bulaştığı canlının hücrelerine girmesini sağlayan proteinlerdir. Koronavirüs bu proteinler nedeniyle üzerine birçok iğne batırılmış bir top gibi görünmektedir. Bu iğne şeklindeki yapılar, sivri uçlu proteinleri temsil eder. Diğer tüm proteinler gibi, sivri uçlu proteinler de amino asitlerin birleşiminden meydana gelir.

ACE-2 Reseptörü

Yeni tip koronavirüsün hücre içine girmek için bağlandığı bir moleküldür. Virüsün  hücre içine girmek için hücre zarında bir kapı bulması gerekir. Reseptörler, işte bu kapılar olarak düşünülebilir. Yeni koronavirüsün de hücrelere girmek için Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim 2 (ACE-2) diye bilinen reseptöre bağlandığı bilinmektedir. ACE-2 reseptörlerinin bulunduğu hücrelerin hasta olduğu ve bunların da akciğer, kalp, damarlar ve bağırsaklarda bulunduğu düşünülmektedir.

DNA

Deoksiribo Nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmalar ve bazı virüsler için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir molekül zinciridir. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir protein ya da işlevsel RNA’nın nasıl üretileceği bilgisini barındıran bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilebilir. DNA taşıyan virüsler bunu kendilerini kopyalamak yani çoğaltmak için kullanabilir. Öte yandan DNA her virüste yer almaz. Koronavirüslerde DNA yoktur. Koronavirüsler hücreleri ele geçirdikten sonra kendini kopyalamak için RNA’yı kullanır.

RNA

Ribo Nükleik asit veya kısaca RNA da pek çok önemli biyolojik rol oynar. Bunların arasında DNA'da taşınan bilginin proteine dönüştürülmesiyle ilişkili süreçler de yer alır. Eğer DNA’yı bir şablon ya da tarife benzetirsek RNA’ların bir grubunu (mesajcı RNA) da bu tarifi, onu hayata geçirecek yapılara ulaştıran bir ulağa benzetebiliriz. Ancak bunun dışında farklı RNA’ların hücre içinde pek çok yapısal ve düzenleyici işlevleri de bulunmaktadır.

DNA genelde birbirine sarılmış iki zincirden oluşurken, RNA hem tek hem de çift zincirli yapıdadır. DNA taşımayan virüsler, kendini kopyalamak için RNA’yı ya da RNA’larından hücre içinde girdikten sonra ürettikleri DNA’yı kullanır. Koronavirüslerin genetik malzemesi RNA'dan oluşur. Genetik malzemesi RNA olan virüslere RNA virüsü denir. Koronavirüsler, tespit edilmiş en büyük RNA virüsleridir. Bu nedenle RNA’yı baz alan çalışmalar yeni koronavirüsle mücadelede önem arz eder.

Suş

Bakterilerin veya virüslerin aralarında küçük genetik farklılıklar bulunan ve aynı kökenden gelen gruplarını tarif etmek için kullanılır. Farklı suşlar, ilaçlara ve dış müdahaleye dayanıklılık gibi konularda farklı özellikler sergileyebilir.

Mutasyon

Kalıtsal bilgi taşıyan DNA ya da RNA’nın bir nesilden diğerine aktarılırken geçirdikleri değişimlerdir. Kopyalama hatası gibi iç etkenlerin ya da radyasyon veya kimyasal gibi dış etkenlerin sonucunda ortaya çıkabilir. Daha hızlı çoğalan ve kopyalama hatasına dair kontrol mekanizması gelişmemiş bakteri ve virüslerde mutasyon oranı yüksektir. Bu nedenle yeni ortamlara uyum sağlama, yeni özellik kazanma ve kaybetme hızları da karmaşık canlılara göre fazladır.
SARS-CoV-2’nin geçirdiği mutasyonların ortaya konması, olası yeni tehditlerin erken tespit edilmesini sağlayabilir. Ancak SARS-CoV-2’nin bilinen suşlarındaki mutasyonların yeni özellikler geliştirme olasılığı düşük görülmektedir.

Varyant

İngilizcedeki "variant" sözcüğünden gelen bu terimin sözlük anlamı, "standart formdan farklılaşmış, çeşitlenmiş"tir. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'ne göre, virüsler mutasyon yoluyla sürekli değişir ve bazen bu mutasyonlar virüsün yeni bir varyantının ortaya çıkmasına neden olur. Varyant, suş ve mutasyon arasındaki farklar, çoğu zaman okurların kafasını karıştırmaktadır.
Aralarındaki farkı kısaca açıklamak gerekirse belirli bir koronavirüs örneği, başka bir örnekte bulunmayan bir veya daha fazla mutasyon içerebilir. Bunun diğer örneklerden kayda değer bir işlevsel farkı yoksa sadece bir varyant olur. Bu varyantlar genellikle endişe vermediği için çok önemsenmez. Ancak mutasyonlar örneği öncekilerden daha bulaşıcı hale getirmiş veya aşıdan kaçma yeteneği sağlamışsa o zaman ayrı bir suş olarak nitelendirilir. Uzmanlar bu tür suşları "endişe varyantı" diye sınıflandırır. Delta ve Omicron işte bu sınıfta yer alır.

Pandemi

Kıta veya dünya çapında, yani çok geniş bir alana yayılan salgın hastalıkların genel adıdır. Tarihteki ünlü pandemiler arasında kolera ve veba salgınları, 1918’de başlayan İspanyol Gribi, SARS salgını, 2009’daki domuz gribi ve hala devam eden HIV salgını yer almaktadır. Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020’de Kovid-19’u da pandemi ilan etmiştir.

Epidemi

Kontrolden çıkan herhangi bir meseleyi tarif etmek için kullanılan genel bir kavramdır. Medikal anlamda ise bir bölgede, bir toplumda veya bir grup insanda bir hastalığın yaygınlaştığı durumlarda epidemi kullanılmaktadır. Pandemiden farklı olarak eş zamanlı ve bölgeler üstü bir coğrafi salgın anlamına gelmemektedir.

PCR Testi

Yeni tip koronavirüsü saptamada iki ana test kullanılmaktadır. Bunlardan biri hızlı tanı testi olarak bilinen testlerdir. Cihaz gerektiren testlere ise PCR testi denir. Açılımı "Polimeraz Zincir Reaksiyonu" olan PCR, canlıların kullandığı DNA kopyalayan enzimlerin laboratuvar ortamında DNA'nın sadece belirli bir kısmının çoğaltılması için kullanıldığı bir moleküler biyoloji yöntemidir. Diğer kullanım alanlarının dışında, hızla milyonlarca kopya oluşturabildiği ve belirli bir DNA bölgesine özel olması nedeniyle bir canlının ya da genin ortamda bulunup bulunmadığını tespit etmek için de kullanılabilir.  SARS-CoV-2'nin varlığının araştırılmasında genellikle qRT-PCR ismi verilen özelleşmiş bir yöntemi kullanılır. Bu yöntemde virüsün RNA'sı önce DNA'ya çevirdikten sonra PCR'a sokulur ve gerçek zamanlı gözlemlenebilir. PCR tekniği, "hızlı kit" adıyla da anılan testlere göre daha isabetlidir ancak daha uzun vakit alır.

Üsküdar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Tayfun Uzbay’a göre PCR testleri, asıl tanı testleri olarak kabul edilir ve virüsün kimliğini kesin olarak ortaya koyar. Dolayısıyla PCR testlerinin güvenilirliği hızlı tanı testlerine göre daha fazladır.

Ventilatör

 Solunum güçlüğü çeken kişilerin düzgün nefes almasını sağlamak için kullanılan solunum cihazıdır. Havanın akciğerlere girip çıkmasını sağlayarak oksijenli hava desteği sunar. Kovid-19’dan etkilenen vaka sayısının hızla arttığı ülkelerdeki hastanelerde ventilatörlerin hastalara yetmediği bilinmektedir. Bu kaynakların üzerinde baskı oluşmaması için hükümetler, belirli bir süreye düşen hasta sayısını azaltmak için önlemler almaktadır.

Entübasyon

Solunum yetmezliği yaşayan hastaların solunum cihazına bağlanabilmesi için ağızdan nefes borusuna ulaşan bir boru takılması işlemidir. Kovid-19 belirtileri arasında solunum güçlüğü de yer aldığı için entübasyon işlemi, koronavirüsle ilgili bildiri ve haberlerde sık kullanılmaktadır.

Plazma Tedavisi

Türk Kızılay Başkanı Kerem Kınık’a göre Kovid-19’dan kurtulan kişilerin kanında bu virüse karşı oluşan antikorların, hastalıkla mücadele eden ve özellikle de ağır durumdaki kişilere nakledilmesiyle uygulanacak bir yöntemdir. Kan bağışlayacak kişilerin belirtilerinin bağıştan 14 gün öncesinde tamamıyla ortadan kalkmış olması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) plazma tedavisinin Kovid-19 için potansitel tedavilerden biri olduğunu söylediği bildirilmiştir

Eştanı

Bir kişide aynı anda iki farklı hastalık veya sağlık durumu olduğu durumlar için kullanılır. Örneğin Kovid-19’a yakalanan bir kalp hastasının iki eştanısı bulunmuş olur. Kovid-19’un yanı sıra başka hastalıkları bulunan kişilerin, bu hastalığı daha ağır geçirebildiği bilinmektedir. Salgından en çok etkilenen ülkelerden İtalya’nın Şubat-Mart ayı verilerine göre koronavirüs yüzünden ölenlerde görülen en yaygın hastalıklar arasında, iskemik kalp hastalığı, atriyal fibrilasyon, inme, diyabet, demans, kanser ve böbrek yetmezliği yer almaktadır.

Asemptomatik

Hastalığın belirtilerini göstermeyen vakalar için kullanılır. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin yöneticisi Dr. Dr. Robert Redfield’a göre yeni koronavirüsü taşıyan kişilerin yüzde 25’i hastalığın belirtilerini göstermemektedir. Üstelik bu asemptomatik kişilerin de virüsü yayabileceği belirtilmektedir.

Halk Sağlığı

Türk Tabipler Birliği’nin aktardığına göre klasik olarak kabul edilen tanımını 1923 yılında Winslow yapmıştır: “Halk Sağlığı, organize edilmiş toplumsal çalışmalar sonunda çevre sağlık koşullarını düzelterek, bireylere sağlık bilgisi vererek, bulaşıcı hastalıkları önleyerek, hastalıkların erken tanı ve koruyucu tedavisini sağlayacak sağlık örgütleri kurarak, toplumsal çalışmaları her bireyin sağlığını sürdürecek bir yaşam düzeyini sağlayacak biçimde geliştirerek hastalıklardan korunmayı, yaşamın uzatılmasını, beden ve ruh sağlığıyla çalışma gücünün arttırılmasını sağlayan bir bilim ve sanattır.”

Epidemiyolog

Belirli bir toplumda, sağlıkla ilgili olgu ve durumları ve bunların görülme sıklığıyla dağılımını inceleyen kişilere denir. Bu kişilerin çalışmaları, toplumları etkileyen sağlık sorunlarının kontrolünde kullanılır. Sağlığın geliştirilmesi ve insanlar arasında görülen hastalıkları azaltmak için gerekli bilimsel verileri toplamak, yorumlamak ve kullanmak epidemiyologların çalışma alanlarındandır. Epidemiyoloji, bir patojenin veya hastalığın varlığını ya yokluğunu etkileyen faktörlerin ortaya çıkarılmasında ve dolayısıyla koronavirüs gibi salgınların kontrol altına alınmasında önemli rol üstlenen bir bilim dalıdır.

Virolog

Virüsleri ve virüslerin özelliklerini konu alan bilim dalı üzerinde çalışmalar yürüten bilim insanlarına denir. Virüslerin hücrelere nasıl girdiğini de bu alanda çalışan kişiler inceler. Koronavirüsün insan hücresine nasıl girdiğini ve insanları nasıl hasta ettiğini anlamak, salgını sona erdirecek tedavi ya da aşı çalışmaları için önem arz etmektedir.

Hakemli Yayın

Tübitak’ın tanımına göre hakemli dergiler, editörü ve en az 5 farklı üniversitenin öğretim üyelerinden oluşan danışma kuruluna sahip yayınlardır. Bu yayınlara kabul edilen çalışmalar, yalnızca editörün kararıyla değil, ilgili alanda uzman “hakemlerin” olumlu görüşüyle yayımlanabilir. Söz konusu yayınlarda yer bulan araştırmalar, farklı uzmanların değerlendirmesinden geçtiği için diğerlerinden daha güvenilir olarak görülmektedir. Örneğin bilim insanlarının çare bulmak için yarıştığı koronavirüsle ilgili çok sayıda araştırma yapılmaktadır. Bunlardan öne çıkanları Science, Nature veya The Lancet gibi hakemli yayınlarda yer bulmaktadır.

Dezenfekte

Hastalıklarda büyük bulaşmaları sınırlamak için cansız ortamdaki patojenlerin öldürülmesi veya üremelerinin durdurulması işlemidir. Bu amaçla kullanılan malzemelere dezenfektan denir. Yeni koronavirüs için tavsiye edilen dezenfektanların en az yüzde 60 oranında alkol içermesi gerektiği vurgulanmaktadır. Öte yandan koronavirüs yüzünden dezenfektanlara yönelik yoğun ilgi, eczanelerde bu ürünlerin tükenmesine yol açabilir. Bu durumda ev yapımı dezenfektanlara başvurmak gerekebilir. Kendi el dezenfektanınızı yapmak için uygulamanız gerekenleri buradan okuyabilirsiniz.

Kontaminasyon

Bir yüzey üzerinde enfeksiyona neden olabilecek bir patojen bulunmasıdır. Bu yüzeyler arasında vücut yüzeyi, giysi, yatak, oyuncak, cerrahi aletler veya yiyecekler dahil birçok eşya ve madde sayılabilir. Koronavirüsle ilgili açıklama ve haberlerde virüse temas eden, mikrop bulaşan cisimler için “kontamine” ifadesi yer alabilir. Kısaca mikrop tarafından “kirletilmiş” anlamına gelir ve genellikle bu yüzeylerin dezenfekte edilmesi tavsiye edilir.

Sosyal Mesafe

Salgın hastalıkların kontrolü ve önlenmesinde akla ilk gelen adımlardan biridir. Kişilerin kamusal alanla ve başka insanlarla arasına belirli bir mesafe koymasını gerektirir. Sosyal mesafe tedbirlerinin koronavirüs salgınını durdurmak için uygulanabilecek en önemli bireysel önlemlerden biri olduğu düşünülmektedir. Sosyal mesafe tedbirleri kapsamında şu uygulamalar önerilmektedir: Büyük toplanmalarda yer almamak, sık paylaşılan nesnelere dikkat etmek, trafiğin ve toplu taşımaların yoğun olduğu saatlerde dışarıda olmamak, işyerlerine, okullara, spor salonlarına ve sinemalara gitmemek, kapalı alanda kalabalığa karışmamak, tokalaşmamak ve mümkün olduğunca evde kalmak.

Bunun yanı sıra uzmanlar, bireylerin birbirleriyle arasına 1,5-2 metrelik fiziksel mesafe koymasını önermektedir. Ancak Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bir bilim insanı, nefes verirken çıkan gaz bulutlarının “7-8 metreye kadar” yayılabileceğini keşfetmiştir.

Gönüllü Tecrit

Salgın hastalıkların yaşandığı ve sokağa çıkma yasağı gibi resmi önlemlerin olmadığı durumda bireylerin kendilerini gönüllü olarak sosyal ortamlardan izole etmeleri anlamına gelir. Ayrıca yetkililer de bireyleri gönüllü tecriti teşvik edebilir. Koronavirüsle mücadele kapsamında da bu uygulamanın teşvik edildiği görülmektedir. Örneğin resmi açıklamalarda, basında ve sosyal medyada büyük yer bulan “Evde kal” çağrıları buna yöneliktir. Gönüllü tecrit sosyal mesafeden farklı olarak, sosyal hareketlerin tamamen kısıtlanmasıdır. Örneğin alışveriş veya egzersiz yapmak vb. için evden çıkan kişilerin bundan vazgeçmesini gerektirir.

Karantina

NIH’ye göre karantina, bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını önlemek için serbest hareketin “zorla” kısıtlanması anlamına gelir. Ayrıca bulaşıcı bir hastalığa maruz kalan veya maruz kaldığından şüphelenilen insan ve hayvanların söz konusu hastalığın kuluçka dönemi boyunca kimseyle temas ettirilmemesini ve yalıtılmasını gerektirir. Koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye’de ve dünyada karantina uygulamaları yapılmaktadır.

N-95

Koronavirüs önlemleri kapsamında tavsiye edilen yüz maskeleridir. Ancak tek günlük kullanılması önerilmektedir.
Doç. Dr. Murat Songu’nun aktardığına göre piyasadaki en yaygın maskelerden N-95’in süzme kapasitesi yüzde 95’tir. İsmindeki N harfi ise “yağlı partiküle dayanıksız” anlamına gelmektedir. Bu maskeler, 0,3 mikron boyutlu partikülleri süzebilmektedir. Koronavirüs ise 0,17 mikron boyutundadır. Ancak koronavirüs damlacıkla birlikte hareket eder ve böylece boyutu 5 mikrona çıkar. Bu nedenle 0,3 mikronluk alandan geçemez.
Öte yandan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), genel halkın koronavirüs dahil olmak üzere solunum hastalıklarından korunmak için N95 takmasını önermemektedir. CDC’ye göre bunlar, sağlık çalışanları ve diğer tıbbi müdahale ekipleri için ayrılması gereken kritik malzemelerdir.

Çan Eğrisini Düzleştirme

Sosyal mesafe ve tecrit gibi önlemlerle birim zamana düşen koronavirüs hastasının sayısını düşürme stratejisine denir. Bu strateji, toplam hasta sayısını azaltmakla ilgilenmemektedir. Vakaları daha uzun zamana yayarak aynı anda hasta olan ve dolayısıyla belirli bir süre içerisinde hastanelere başvuran hasta sayısının kontrol altına almayı hedefler. Böylece hastanelerdeki solunum cihazları gibi medikal araçların yetersiz kalmaması ve sağlık personelinin de hastaların tedavisine yetişmesi sağlanır. Bu stratejiye çan eğrisi denmesinin nedeni ise başarıyla uygulandığı durumda hasta sayısı ve zaman grafiğindeki hastaları temsil eden çizgilerin daha düz görünmesidir.

Sürü Bağışıklığı

Bir nüfusun büyük kısmının belirli bir enfeksiyona bağışık hale geldiği durumdur. Bazı ülkeler bunu bir politika haline getirip uygulamayı denemektedir. Bu hükümetler, bağışıklık kazanan kişi sayısı arttıkça patojenin konakçı bulmakta zorlanacağı düşünmektedir. Yeni koronavirüs salgını için Birleşik Krallık da bu politikayı uygulamayı denemişti. Ancak vakaların hızla artması ve uzmanların uyarıları nedeniyle bundan vazgeçilmişti. Bilim insanları da söz konusu politikaya şüpheyle yaklaşmakta. Örneğin Science Alert için konuyla ilgili bir makale kaleme alan Epidemiyolog Meyerwotız-Katz’a göre, sürü bağışıklığı günümüz koşullarında koronavirüsle mücadelede bir opsiyon olamaz. Çünkü, aşı olmadan toplum bağışıklığı yaratmak bilimsel olarak mümkün değil.

Ana Sayfa: Pro Gallery
Modern yaşlı kadın

Medya Okuryazarlığı

Medya Okuryazarlığı çeşitli biçimlerde mesajlara ulaşma, analiz etme, değerlendirme ve iletme yeteneğidir. Medya okuryazarlığı ile medya mesajlarını doğru okuyan, bu mesajları bilinçli bir şekilde çözümleyen ve bu çözümleme sonuçlarını dikkate alarak değerlendiren bilinçli bir kamuoyu oluşturmak amaçlanmaktadır. Medya okuryazarlığı ve dijital okuryazarlık, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda ihtiyaç duyulan temel beceriler arasında yer almaktadır.

Günümüzde kitle iletişim araçları, sağlıkla ilgili söylemleri şekillendirmede oldukça etkilidir. Medya okuryazarlığı, medyanın mesajlarına karşı daha bilinçli olmayı sağlar. Bireylerin uzun vadeli öğrenme davranışı geliştirerek, topluma olumlu yönde katkıda bulunmalarını sağlayacak beceri ve bilginin kazandırılmasını ifade eden medya okuryazarlığı, pandemi süreciyle birlikte daha da önem kazanmıştır. Bu bağlamda, medyada sağlık içerikli mesajlar söz konusu olduğunda; mesajların popüler kültürün ötesinde halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi anlayışına yönelik olup olmadığının eleştirel bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir Bu doğrultuda sağlık haberleri eleştirel medya sağlığı okuryazarlığı ekseninde değerlendirilmelidir.

Ana Sayfa: Ana Metin

Bilgi Okuryazarlığı

Okuryazarlık, bireyin okuma, yazma ve sayıları kullanma, bilgiyi elde etme, fikir ve düşünceleri ifade etme, karar verme ve sorunları çözme becerisi olarak tanımlanmaktadır. 1989 yılında ALA tarafından yapılan ve bilgi okuryazarlığını “bilgiye ihtiyaç duyulduğunda bunu hissetmek, ihtiyaç duyulan bilgiyi bulmak, elde edilen bilgiyi değerlendirmek ve etkin olarak kullanmaktır” şeklinde ifade eden tanım daha sonra üretilen tanımlara öncülük ve temel teşkil etmiştir. Bu tanım, bilgi okuryazarlığının en yaygın kullanılan tanımıdır. Tanımlardan anlaşılacağı üzere okuryazarlık, yalnızca okuma yazma becerisi değil, bireyin okuduğunu anlama, işleme ve hayata uyarlama yeteneğini kapsayan çok boyutlu bir olgudur.

Bilgi okuryazarlığı kavramı ilk olarak 1974 yılında ABD'de o dönemin Bilgi Endüstrisi Derneği (Information Industry Association) başkanı olan Paul G. Zurkowski tarafından ortaya atılmıştır. Zurkowski'ye göre bilgi okuryazarı, problemlere (özellikle iş ortamında karşılaştığı problemlere) bilgiye dayalı çözüm üretmek için bilgi kaynaklarını kullanan, çeşitli bilgi kaynaklarının kullanımı için gerekli becerilere sahip olan ve ilgili teknikleri bilen kişidir.

Bilgi okuryazarlığı kavramının zaman içinde işte verimlilik, yaşam kalitesi, vatandaşlık hakları, demokrasi ve toplumla bütünleşme, toplumda kabul görme gibi konularla ilişkilendirildiği görülmektedir. 1970’li yıllarda bilgi okuryazarlığı, bilgiyi bulup kullanma becerileri olarak tanımlanırken sonraki yıllarda bu tanımlama değişmiştir. Bilgi ihtiyacını tanımla, bilgiyi bulma, bilgiyi kullanma, bilgiyi değerlendirme ve iletme gibi problem çözmenin tüm aşamalarını içeren bir anlama kavuşmuştur.

Korkmaz, Çakır ve Öztürk ’e göre insanlar, medya ve bilişim araçlarından edindikleri bilgiyi kullanarak toplum içerisinde sosyal, akademik ve kişisel olarak kendilerini geliştirebilmektedir. Ancak Korkmaz, Çakır ve Öztürk bu noktada önemli olanın doğru ve güvenilir bilgiyi edinmek olduğunu ve bu nedenle kişilerin bilgi okuryazarı ve medya okuryazarı olması gerektiğini belirtmiştir.

Medya okuryazarlığı ve birçok okuryazarlık türlerinin kesişim noktasında bilgi okuryazarlığı yer almaktadır. Bu konuda McClure teknolojik gelişmeler sonucu ortaya çıkan medya okuryazarlığı, ağ okuryazarlığı, görsel okuryazarlık ve bilgisayar okuryazarlığı gibi okuryazarlıkların tümünün kesişim noktasında bilgi okuryazarlığı olduğunu ifade etmektedir.

Şu halde bilgi toplumunda etkin bir birey olarak yaşamanın gereği bilgi okuryazarı olmaktır.

Ana Sayfa: Ana Metin
aşı

Aşı Okuryazarlığı

Söz konusu okuryazarlık türlerinden biri olan aşı okuryazarlığı, bireylerin aşılar hakkındaki uygun sağlık kararları vermek için temel sağlık bilgileri ve hizmetlerini elde etme, işleme ve anlama kapasitesine sahip olma derecesi olarak tanımlanmaktadır.
Ayrıca aşı okuryazarlığı, yalnızca aşılar hakkında bilgi sahibi olmak değil, aynı zamanda fonksiyonel bir sağlık sisteminin olmazsa olmazı olarak aşıları anlatmak ve sunmak için daha az karmaşıklığa sahip bir sistem geliştirmek olarak ifade edilmektedir.
Dünya’da ve Türkiye’de devam eden aşı çalışmalarının yanında toplumda aşıya karşı önyargıların oluşmasına neden olabilecek yanlış bilgiler yayılmakta ve bu bilgiler halkın sağlık sistemine olan güvenini zayıflatmaktadır.
Ayrıca yapılan bazı araştırmaların sonuçlarına göre aşı konusunda tereddüt eden bireylerin sosyo-demografik özellikleriyle ilişkili bilgiler hangi bilgi kaynaklarına eriştikleri ve en çok kime güvendikleri hakkındaki bilgilerle birleştiğinde sağlık görevlilerine halk sağlığı mesajlarını etkili bir şekilde tasarlamaları ve iletmeleri için önemli bilgiler sağlamakta ve böylece nüfusun yeterli bir oranı gönüllü olarak COVID-19 aşısını kabul etmektedir.

Ana Sayfa: Ana Metin
Ana Sayfa: Pro Gallery

Acil Kullanım Onayı

Bulaşıcı hastalıklar kapsamında kabul edilen, halk sağlığını ciddi olarak tehdit eden istisnai durumlarda kullanılacak ve ruhsatlandırmaya esas veriler sağlanıncaya kadar sorumlu kurum tarafından verilen kullanım izni.

Adjuvan

Bağışıklık yanıtının artırılmasına yardımcı olan maddeler. Koruma sağlayıcı etkileri olmamakla birlikte aşıların daha iyi çalışmasına, daha yüksek koruyuculuk sağlamasına yardımcı olurlar.

Aktif Bağışıklık

Vücudun hastalık yapıcı etkenle karşılaştığında kendi savunma maddelerini (antikor) kendisi üreterek kazandığı direnç.

Alerji

Vücuda giren veya temas eden maddelere karşı oluşan beklenmedik aşırı tepki.

Ampul

İçerisinde sıvı etken madde bulunan, steril şartlarda hazırlanmış cam muhafazalı ilaç biçimi.

Anafilaksi

Ani gelişen, yaşamı tehdit eden şiddetli sistemik alerjik reaksiyon.

Antijen

Vücudu, mikroorganizmaları tanıması ve onunla savaşması için eğiten, öldürülmüş veya zayıflatılmış bir virüs veya bakterinin alt parçası.

Antikor

Kişinin vücuduna giren antijene yanıt olarak bağışıklık sistemi tarafından üretilen madde. İmmünglobulin olarak da adlandırılır.

Antiserum

Enfeksiyon yapıcı mikroorganizmalara veya zehirli maddelere karşı etkili antikorları içeren kan serumu.

Aşı

Bir enfeksiyona karşı bağışıklık sağlamak için hazırlanmış, vücuda çeşitli yollarla verilen biyolojik ürün.

Aşı Etkililiği

Rutin koşullarda sahada uygulanan aşının toplumda bağışıklık kazandırma yüzdesi.

Aşı Geliştirme Çalışmaları

3 Aşamalıdır: Ar-Ge (Araştırma-Geliştirme) Aşaması, Preklinik (Faz 0) Çalışmalar, Klinik Araştırma Fazları (Faz 1, Faz 2, Faz 3)

Aşı Sonrası İstenmeyen Etki

Aşı uygulanan bir kişide, aşı sonrası ortaya çıkan, bilinen aşı yan etkisi veya aşıya bağlı olduğu düşünülen herhangi bir istenmeyen tıbbi olay. Örneğin: aşı uygulanan yerde ağrı, kızarıklık gelişmesi
Genellikle, aşı sonrası ortaya çıkan tüm istenmeyen tıbbi olaylar aşıyla ilişkili olabileceği gibi bu olayların bir kısmı tamamen rastlantısal yani aşılama sırasında veya sonrasında ortaya çıkan ancak aşılama ile hiçbir ilgisi olmayan durumlardır.

Aşı Takip Sistemi

T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından sevk ve idaresi gerçekleştirilen soğuk zincire tabi ürünlerin (aşı ve antiserumların) tüm noktalarda saklandıkları depo ve dolaplardaki ve nakledildikleri araçlardaki sıcaklık takibinin gerçek zamanlı olarak kesintisiz ve düzenli bir şekilde yapılması, gerekli bilgilerin kayıt altına alınması, raporlanması, ilgili merkezlerden izlenmesi ve gerekli durumlarda ilgililere uygun yöntemlerle (SMS, e-posta, çağrı) uyarı yapılması amacıyla dizayn edilmiş sistem.

Aşı Yan Etkisi

Aşının kendi özelliklerine ve/veya bileşenlerine bağlı olarak ortaya çıkan istenmeyen etki.

Aşılama

Bir enfeksiyona karşı bağışıklık sağlamak için hazırlanmış aşının vücuda çeşitli yollarla verilmesi.

Aşının Etkinliği

Aşının kontrollü klinik çalışmalarda hastalık etkeni ile karşılaşma durumunda o hastalıktan koruma potansiyeli. Aşılanmış bir grup insanda aşılanmamışlara kıyasla hastalık yüzdesinde ortaya çıkan azalma.

Bağışıklama

Genellikle aşı uygulamasıyla oluşturulan enfeksiyon hastalığına karşı direnç veya bağışıklık sağlayan süreç.

Bağışıklık

Belirli bir hastalık etkenine karşı vücudun direnci; immünite.

Bağışıklama Danışma Kurulu

Aşıların kullanımına ilişkin bilimsel öneriler geliştiren, konuyla ilgili uzmanlardan oluşan kurul.

Bağışıklık Sistemi

Vücuttaki hastalıklarla savaşmaktan sorumlu karmaşık bir sistem. Birincil işlevi vücuttaki yabancı maddeleri (bakteri, virüs, mantar veya parazit) tespit etmek ve onlara karşı bir savunma geliştirmektir. Bu savunma, bağışıklık yanıtı olarak bilinir. Vücudu istila eden yabancı organizmaları ortadan kaldırmak için antikor adı verilen protein moleküllerinin üretimini içerir.

Bağışık

Belirli bir hastalık etkenine karşı direnç kazanmış olan; immün.

Bakteri

Tek başına bir hücreden oluşan, yaşayan küçük organizma. İnsan vücudu, hava, su, toprak ve bunun gibi herhangi bir ortamda kendi kendine hayatta kalabilir.

Biyolojik Ürün

Canlılar tarafından üretilen ya da canlının kendisini veya bir kısmını içeren ürün.

Bulaşma

Bir enfeksiyon etkeninin bulaşma yollarından biriyle konağa ulaşması.

Canlı (Attenüe) Aşı

Hastalığa sebep olan mikrobun hastalık yapıcı etkisi zayıflatılarak hazırlanan aşı.

Destek Aşılama Çalışmaları

Hastalığa duyarlı olan çocuk veya yetişkin grupların çoğuna ulaşmayı ve bağışıklamayı hedefleyen aşılama kampanyalarıdır.

Doz

Bir defada verilen ilaç/aşı miktarı.

Eliminasyon Programı

Bir hastalığın toplumda görülme sıklığını en az düzeye indirmeyi amaçlayan aşılama programı.

Endemi

Bir enfeksiyon etkeninin veya hastalığın belirli bir coğrafyada veya toplulukta sürekli görülmesi durumu.

Endikasyon

Bir ilacın hangi hastalıklara ve hangi biçimde uygun olacağını veya bir operasyonun hangi koşullarda gerekli olduğunu ifade eder.

Enfeksiyon

Bir bulaşıcı hastalık etkeninin çeşitli yollardan vücuda girerek çoğalması.

Enfekte Kişi

Enfeksiyon etkenini vücudunda bulunduran kişi.

Enjeksiyon

Bir kişinin vücuduna iğne ve şırınga yolu ile ilaç/aşı zerk edilmesi.

Enjektör (Şırınga)

Havayı veya sıvıyı çekme ya da itme işi yapan ucunda iğne bulunan pistonlu gereç. Şırınga.

Epidemi (Salgın)

Bir hastalığın veya sağlıkla ilgili olayın belli bir bölgede beklenenden daha fazla görülmesi.

Eradiksiyon

Bir enfeksiyon etkeninin dünya genelinde kalıcı olarak sona ermesi. Eradikasyon mutlak bir durumdur; hastalığın etkeni ile birlikte yeryüzünden tamamen yok edilmesidir.

Flakon

İçerisinde, toz veya sıvı etken madde bulunan steril şartlarda hazırlanmış cam muhafazalı ilaç biçimi.

Genişletilmiş Bağışıklama Programı (GBP)

Aşı ile önlenebilir hastalıkların ve bu hastalıklardan kaynaklanan engellilik ve ölümlerin önlenmesi amacıyla yürütülen program. Bu program kapsamında, boğmaca, difteri, tetanos, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, tüberküloz, çocuk felci, suçiçeği, hepatit A, hepatit B ile S. pneumoniae’a ve Haemophilus influenzae tip b’ye bağlı invaziv hastalıkların ve bu hastalıklardan kaynaklanan bebek ve çocuk ölümlerinin ve engelliliğin önlenmesi hedeflenmektedir.

Genetik Materyal İçeren Aşılar

Hedeflenen mikroorganizmanın antikor oluşturan antijenik yapısının mRNA veya DNA’sını içeren aşılar.

Haemophilus İnfluenzae Tip b

Hedeflenen mikroorganizmanın antikor oluşturan antijenik yapısının mRNA veya DNA’sını içeren aşılar.

İmmun& İmmunite& İmmunoglobulin

İmmun: Bağışık
İmmunite: Bağışıklık
İmmunoglobulin: Antikor

İnaktif Aşı

Hastalığa neden olmayan ancak bağışıklık yanıtı oluşturan etkisizleştirilmiş, cansız virüs veya bakteri aşılarıdır.

Enjeksiyonlar

İntradermal: Deri içine
İntramuskuler: Kas içine
İntranazal: Burun boşluğu içine
İntravenöz: Toplardamar içine
Subkutan: Cilt altına
ilaç uygulanması

Klinik Faz Çalışmaları

Faz I: Az gönüllü ve farklı dozlarla antikor yanıtına bakılır. Doğru doz, güvenlik

Faz II: Yüzlerce gönüllü yan etki açısından yakından izlenir. Bağışıklık yanıtı oluşturma düzeyi, güvenliği

Faz III: Binlerce gönüllüyle ve iki gruplu çalışılır. Kişi grubunu bilmez 1. gruba aşı, 2. gruba plasebo (aşı bulunmayan çözelti) verilir. Plasebo aşı etkiliği konusunda karşılaştırmayı sağlar. Etkinliği, yan etkileri, güvenliği  Kullanım kararı, ruhsat

Faz IV: Ruhsatlı aşı topluma uygulanmaya başlanır. Uzun dönemde güvenlik ve etkililik bilgileri toplanmaya devam eder.

Kontrendikasyon

Herhangi bir ilaç veya tıbbi ürünün kullanılmaması gereken durumlar.

Koruyucular

Bir aşının saklama süresi boyunca değişmeden, etkili kalmasını sağlayan maddeler.

mRNA Aşıları

Virüsün genetik kodunu taşıyan RNA’yı içeren aşı. Aşı  kişiye enjekte edildikten sonra kişinin hücreleri, bu genetik kodu kullanarak bağışıklık sistemini uyaran maddeleri (antijen) üretir ve bağışıklık sistemini harekete geçirir.

Oral

Ağız yoluyla. İlacın ağızdan içilerek, yutularak veya emilerek alınması.

Pandemi

Bir hastalığın veya enfeksiyon etkeninin ülkelerde, kıtalarda, hatta tüm dünya gibi çok geniş bir alanda yayılım göstermesi.

Pasif Bağışıklık

Önceden hazırlanmış antikorların vücuda verilmesiyle kazanılan bağışıklık.

Peptid Aşı

Enfeksiyon etkenlerinin (bakteri, virüs, parazit) bağışıklık sistemini uyaran maddelerinin herhangi bir canlı kullanılmadan kimyasal olarak üretilmesiyle oluşturulan aşı.

Plasebo

İlaç şeklinde olan fakat gerçekte ilaç olmayan etkisiz bir madde.

Plasebo Etkisi

Etkisiz bir maddenin telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma hali.

Pnömokok

Vücudun farklı bölgelerinde ciddi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bir bakteri türü.
Bkz. Streptococcus pneumoniae

Pnömoni

Akciğer dokusunun iltihabı; zatürre.

Profilaksi

Hastalıkların oluşumunu veya ilerlemesini önlemek için alınan -daha ziyade tıbbi- tedbirler.

Protein

Canlı hücrelerin ana maddesini oluşturan ve aminoasit (genellikle sülfür, oksijen ve karbon öğeleri bulunan) ismi verilen yapıların bileşiminden oluşmuş olan, karmaşık yapılı doğal madde.

Rapel

Pekiştirme aşısı. Aşının etki süresini uzatmak için yinelenmesi.

Rekombinant Aşı

Hastalığa sebep olan canlının yerleştiği vücutta bağışıklık sistemini uyaran maddesini üreten genetik materyalin zararsız olan başka bir mikroorganizmaya yerleştirilmesi ile üretilen aşı.

Rutin Aşılama

Bebek, çocuk veya yetişkinlere, ülkenin belirlediği bir takvim çerçevesinde, ülkede yaşayan o yaş grubundaki herkese düzenli olarak belirli kurumlarda aşılama hizmeti verilmesi.

Serum

Kanın pıhtılaştırıcı (fibrinojen) ve şekilli elementlerinden (eritrosit, lökosit, trombosit) ayrılmış hali. Kana herhangi bir madde ilave etmeksizin pıhtılaşması beklenir ve ardından pıhtının (hücresel kısım) dibe çökmesi sağlanarak elde edilir.

Soğuk Zincir

Aşıların ve antiserumların etkinliğini üretiminden kişiye uygulanana kadar koruyan ve ihtiyacı olanlara yeterli miktarda etkin aşının ulaşmasını sağlayan, aşıların uygun ortam, sıcaklık ve şartlarda tutularak dağıtıldığı insan ve malzemeden oluşan sistem.

Stabilizatör

Aşının depolanması ve taşınması sırasında korunmasını sağlayan maddeler.

Streptococcus Pneumoniae

Orta kulak iltihabı, zatürre, kan dolaşımı enfeksiyonları, menenjit gibi hastalıklara neden olan bakteri.

Sürveyans

Hastalığa toplumsal ölçekte gerekli müdahalelerde bulunmak amacıyla hastalık hakkında devamlı ve sistematik olarak veri toplanması, verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması.

Süspansiyon

Katı ilaç maddesinin bir sıvı içerisinde ufak parçalar halinde dağılmasıyla elde edilen karışım.

Toksin

Mikroorganizmaların (mikrop) salgıladığı zehirli madde.

Toksoid Aşı

Toksini (zehir) olan mikroorganizmaların toksinlerinin yapısı değiştirilerek hastalık yapıcı özellikleri yok edilmiş, bağışıklık yanıtı oluşturacak özellikleri korunmuş halini içeren aşı.

Toplumsal Bağışıklık

Toplumda bağışık olan bireyler aracılığı ile duyarlı olan kişilerin korunması.
Toplumun yeterli bir kısmının aşılanmasıyla hastalığın kişiden kişiye bulaşma riski azalır. Hastalığın toplum içinde yayılma riski çok azalacağından aşılanmamış bireylerin de korunması sağlanmış olur.

Viral Vektör Aşısı

Aşı adayı mikroorganizmanın genetik materyalini taşıyan virüsü içeren aşı.

Virüs

Bir genetik materyali bulunan; hücre zarı, çekirdek, sitoplazma ve organelleri olmayan; yalnızca konak hücre içinde çoğalabilen, bazıları insanda hastalık yapan varlık.

VLP (Virus Like Particle{Virüs Benzeri Parçacık]) Aşı

Bu, öğe açıklamanızdır. Bu alanı sunduğunuz hizmet ve ürünlerin, ekip üyelerinizin ve sitenizde ön plana çıkarmak istediğiniz diğer öğelerin açıklamasını eklemek için kullanın. Söyleyecek çok şeyiniz mi var? Düzenleme panelinde "Bu öğeden bir sayfa oluştur" seçeneğini tıklayarak herhangi bir öğeyi kolayca tam sayfaya dönüştürün.

Ana Sayfa: Liste

Zipf Yasası

Zipf (1935) yasası sayısal dilbilimci tarafından geliştirilerek enformetride yaygın kullanım alanı bulan bir tekniktir. Doğal dil kullanılan metinlerdeki kelime sıklığı ile kelimelerin sıra sayıları arasındaki ilişki üzerinde kurulan bu yasa bilgi erişimde yararlanılan bir teknik olarak yerini alır.

Zipf, bir kelime ne kadar az harften oluşursa kullanım sıklığının o kadar arttığını yaptığı çalışmalar sonucunda tespit etmiştir. Bir derlemdeki tüm kelimeler tek tek sayılıp, en yüksek sıklığa sahip kelimeden azalan sırada numaralandırıldığında her kelimenin gözlenme sıklığı (frekans, f) ve sıra numarasının(r) çarpımı sabit bir değerdir.

f ⋅r ≈ c(sabit) 

Literatür taramamıza göre dil, tarih, matematik, coğrafya gibi birçok alanda kullanılan Zipf Yasası’nın sağlık veya tıp alanında herhangi bir uygulaması yoktur.

Matematik Defter ve Hesap Makinesi
Ana Sayfa: Projem Hakkında

Bize Ulaşın

Aydın Fen Lisesi

Dizüstü bilgisayar, Kulaklı ve Cep Telefonu
Ana Sayfa: İletişim
bottom of page